Kitap hakkında: 2017 / Boş bir şehirde kar yağıyor. Kırmızı bir ok mor gökyüzünü kesiyor. İleriye doğru yürüyor, beton duvara dokunuyor ve kar çiçekleri taşın içinden büyüyerek yarım daire şeklinde bir kemer oluşturuyor. Kemerin arkasında okyanus boyunca gümüş bir yol var. Tepeye doğru yükselir ve sarmaşıklarla dallanır. Yol boyunca yürür, sağa döner ve asmayı yola bırakır. Yolun ortasında bir kılıç var. Birisi çığlık atıyor, bir kıza benziyor. "Buraya gel zaten! - diye bağırıyor. “Seni tekrar bağlamadan git!..” ...ortadan kayboldular ama o kadar çok kan vardı ki, yerini bir okyanus alabilirdi. Yani sonuçta anladım. Geryon koyu renkli kumun üzerine oturdu. Etrafa çiçekler saçılmıştı: kırmızı papatyalar ve kıpkırmızı bir karahindiba... “...Yönünüz MUL.BABBAR, onu takip edecekseniz bileti saklayın ve en yakın alakargaya verin. Değilse bileti geri koyun. Ama takip etmek tercih edilir, biz daha iyisini biliyoruz. Hepimiz daha iyisini biliyoruz…»